Batman Hasankeyf Köprüsü

12.yüzyıldan kalma, Harabe haliyle kaderini bekleyen, kartpostallara konu olan Batman Hasankeyf Köprüsü, bugün Ilısu Barajı’nın suları altında kalma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Yaklaşık 1.000 yıllık öncesinden bugüne kalan köprü ayakları ve küçük bir kemer bölümüyle tarih sayfalarında kaybolmama savaşı veriyor Hasankeyf.

Üzerinde yer alan kabartmalardan dolayı Malabadi ve Dicle nehri üzerindeki Ceziret İbn Umar köprülerine olan benzerliği, Hasankeyf Köprüsünün bir Artuklu eseri olma olasılığını düşündüren en önemli kanıt. Tarihçilerinden İbn Havkal tarafından kayıtlara düşülen notta, Hasankeyf Köprüsünün 12. yüzyılda Fahreddin Karaaslan hükümdarlığı döneminde inşa edildiği belirtilmiştir. Yapım tarihi konusunda net bilgi olmadığı gibi, ne zaman yıkıldığı konusunda da kesin bir bilgi yoktur. Eyyubiler ve Akkoyunlular zamanında ciddi onarımlardan geçmiştir.

 

Batman Hasankeyf Köprüsü, 40 metrelik orta kemer açıklığı nedeni ile dönemin en büyük taş köprülerinden biriydi. Moloz bir gövdenin kesme taşlarla kaplanmasıyla yapılan köprünün ortası, portatif bir ahşap donanımla kaplıydı. Genellikle Ortaçağ şatolarının girişinde rastlanan bu özellik sayesinde, düşman saldırıları sırasında söz konusu ahşap kısım kaldırılarak köprüden geçiş engelleniyordu.

Birçok Artuklu eserinde olduğu gibi Hasankeyf köprüsünde de dönemin izlerini bulmak mümkün. Bu kültürel zenginliğin en önemli özelliği, çoğu silinmiş olarak günümüze kadar gelen, hemen her ayakta dörder olmak üzere toplam 12 kabartmanın olması. Astrolojik betimlemeler olduğu varsayılan bu kabartmalardan sadece, köprünün üçüncü ayağındaki “ayakta duran insan figürleri” görülebiliyor.